Türkiye Ekonomisini Kalkındırma

Neredeyse her şeyin bir sebebi olduğu gibi Türkiye ekonomisinin şu anki durumununda bir sebebi olduğuna inanıyorum. Ekonomist değilim fakat gözlemlerimden ve bu gözlemlerim doğrultusunda nasıl daha iyi bir hale gelebilceğimiz noktalardan bahsedeceğim.

En büyük gözlemimden ve yaşanmışlıklarımdan yola çıkacağım ve Avrupa, daha doğrusu Almanyanın nasıl bu kadar güçlü bir ekonomiye sahip olduğunu inceleyeceğiz ve bu gücü sebepsiz yere kazanmadıklarını anlatmayı çalışacağım size.

Direkt iki başlık altına alacağım konuyu:

Disiplin: Robot gibi çalışmayı destekleyen birisi değilim fakat Almanlar bu disiplini hayatlarına öyle bir dahil etmişler ki her alanda bunu uygulayabiliyorlar. Özel hayatları olsun ve iş hayatları olsun Almanlar bu konuda asla taviz vermiyorlar, çoğu Almanı hafta sonu çalışmadıkları halde iş kıyafetleriyle gezdiklerini görebilirsiniz, kısacası emek vermeye ve çok çalışmaya inan ve uygulayan bir millet. Almanyada ve Türkiyede çalışma fırsatım oldu ve orada çalışırken kendimi gerçekten zorlamak zorunda kaldım, etrafımdaki çalışan almanlar öyle odak içersinde çalışıyorlardı ki mecburen uyum sağlamak zorundaydım. İşlerini genellikle seviyorlar, bir şeyler üretmeyi seviyorlar, sevmeseler dahi yinede kendilerine olan saygıdan ve işyerlerine olan saygılarından elinden geldiklerinin kat kat fazlasını yapıyorlar buradaki gibi sürekli çay, sigara ve muhabbet molaları çok nadir görürsünüz. İşse iş, eğlenceyse eğlence ayrımını çok iyi yapıyorlar bu sebepten dolayı Almanya robot gibi çalıştığınız bir ülke demek istemiyorum sadece düzenli, disiplinli ve profesyonel bir ayrım var ki bu da başarıya getiren en büyük faktörlerden bir tanesi.

İş Ahlakı: Kısacası dürüst, düzenli ve ahlaklı işler yapmak Almanların en başarılı oldukları alanlardan bir tanesi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu ahlaklı yaptıkları işleri dünyaya zamanla yaymaya başarmışlar ve güven saçmışlar. Güven dediğimiz şey zaten iş dünyasında en önemli unsurlardan bir tanesidir fakat biz Türkiye olarak bu güveni dünyaya yaymayı başaramadık ve güvensizlikten yapılan ihracatlarda kaçınılmaz olarak azaldı ve sona erdi. Kendi bacağımızı farkında olmadan sıktığımızı söyleyebilirim, akıllılık ve kurnazlık yapıp anca günü kurtarmışız ve asla Almanlar gibi uzun vade düşünmemişiz.

Öz eleştiri yapmamız gerekirse bu özelliklerin çoğuna maalesef sahip değiliz ve kendimizi yinede doğru yaptığımıza inandırmışız zamanla, hatta ülkemizde düzgün, disiplini ve ahlaklı iş yapanlara saf ve kandırmaya müsait gözüyle bakıyoruz.

Photo by Fakurian Design on Unsplash

Değerlendirme

Türkiye olarak her türlü kaynağa ve imkana sahibiz, yazılım alanında yoğun bir şekilde kendini geliştiren bir genç nesil, verimli topraklara sahip tarım alanındaki imkanlar, özellikle bu konuda kıtlık yaşayan bir dünyada, yenilenebilir enerji kaynakları ve çok daha fazlası elimizde mevcut fakat bunları değerlendirmek ya da mahvetmek tamamen bizim elimizde. Biz ülke olarak kafa yapımızı değiştirmediğimiz sürece bu bolluk içerisinde kaybetmeye mahkumuz. Bu sebepten dolayı her zaman söylerim şu an bu durumda olmamız için onu, bunu suçlamaya çok meyilliyiz fakat bu duruma gelmemizin sebebi yine biziz. Çalışmayarak, insanları kandırarak, uyanık olduğumuzu düşünerek ve disiplinsizlik ile böyle bir sonuç almamız çok olasıydı.

Çözüm

Hep iyi gitmeyen ve yanlış yaptığımız şeylerden bahsettik fakat şimdi geçmişi geçmişte bırakarak çözümlere ve değişime odaklanma zamanı. Tek bir konu çoğu problememizi çözecektir ve ondan bahsedeceğim. En önemli konu ve hedefimiz “iyi” insan yetiştirmek olması lazım, dürüst olan, hak, hukuk bilen, çalıp çırpmayan ve en önemlisi başka insanları önemseyen bireyler yetiştirmemiz gerekiyor, yanı en başta eğitim alanında çok büyük değişiklikler yapılması gerekiyor.

Türkiyenin geleceği kendimize yani halkımıza bağlı ve kendimizi, halkımızı ve özellikle yeni nesillerimizde bu değişimi uygulamalıyız ve iyi bireyler yetiştirerek Türkiyenin ekonomisi ve yaşanması güzel bir ülke olması kaçınılmaz hale gelecektir.

“İyi insan ol.”